30.8.09

Insanligin Besigine Yolculuk (6) - Bahir Dar-Tana Gölü


Mavi Nil'in kaynagi, Etiyopya'nin en büyük gölü, Hristiyan Etiopyalilarin yüzyillardir ruhani siginagi, Bahir Dar sinirlari dahilindeki Tana Gölü'ndeyiz. Tana Gölü, Viktorya ve onu takip eden Tanganyika Gölü'den sonra Afrika Kitasi'nin üçüncü büyük gölü. Etiyopya'nin kuzey batisinda, yaklasik 1840 metre rakimda konuslanan Tana Gölü 84 kilometre uzunluga ve 66 kilometre genislige sahip. Göl üzerine insa edilen bir bentle Mavi Nil'e suyun akisini kontrol ediyorlar ve ayni zamanda çevre yerlesimler için elektrik üretiyorlar.


Gölde irili ufakli 37 adet adacik bulunuyor. Bu adaciklardan 20'sinin üzerine kiliseler ve manastirlar kurulmus. 13. ve 14.yy'de insa edilmis bu manastirlarda kesisler o zamanlardan baslayarak inzivaya çekilmis, kendilerini dine adamislar.




Minik adacik üzerinde agaçlarin arkasina gizlenmis bir manastir.





Zeghe Yarimadasi'ndaki Ura Kidane Mihret Manastiri disindakilere kadinlarin girisine izin yok. Eh, elimiz mahkum biz de 14.yy'da insa edilmis Ura Kidane Mihret Manastiri'na dogru yol aliyoruz. Hava yagisli ve çok rüzgarli oldugundan o gün gölde sadece biz variz. Hava kosullarinin tüm olumsuzluguna ragmen manastir ziyaretinden vazgeçmiyoruz. Manastir bir silindir seklinde insa edilmis. Manastirin iç ve dis duvarlari, tavani Incil'de anlatilan efsanelerin tasvirleriyle bezenmis. Tavanda degisik açilardan bakan melekler resmedilmis. Duvarlar iyi adam, kötü adam figürleri, savas, baris tasvirleri ile rengarenk. Iyi adam figürü cepheden resmediliyor, kötü adam ise profilden.





Ura Kidane Mihret Manstiri'nin dogurganligin ve yeniden dogusun sembolü 7 devekusu yumurtali tepesi...


_


_


_


_


Rehberimiz bize konser verirken...


Kutsal hazinenin korundugu bölüm...

Manastir çikisinda yasli bir amca. Etiyopya'da çok dogal elini açip yardim istemek. Bir süre sonra yadirgamiyorsunuz...




Göl kenarina papirüsten yapilmis kayiklar birakilmis. Rehberimizden papirus kayiklarla ilgili bilgi aliyoruz. Papirüsden kayik çok kisa sürede yapilabiliyormus. Ancak kayigin ömrü kullanim süresine de bagli olarak yaklasik iki ay. Zaman içinde su çeken papirüs agirlasiyor ve iki ayin sonunda deniz seviyesiyle bir hale geliyor, hatta batiyor. En iyisi batmadan bir yenisini insa etmek.


Ortodoks papaz papirüs kayiginda manastirina dogru kürek çekerken. Bu fotografi internette buldum. Hava kosullarinin elverissizligi dolayisiyla o gün böyle enstantaneler yakalayamadik maalesef.


Gezimiz akabinde hükümet otelimize dönüyoruz. Elektrikler kesik ve odamiz tam da jeneratöre karsi. Neyse, sansliyiz yine yemekten sonra elektrikler geliyor da sabaha kadar rahat bir uyku çekebiliyoruz.



Yarin sabah Bahir Dar'dan ayriliyoruz. Öncelikle Bahir Dar - Gondar yolu üzerindeki Awra Amba Köyü'nü ziyaret edecegiz, ardindan ver elini Kral Fassiladas'in 1636 yilinda kurdugu sehir Gondar.


Amra Awra Köyü ile arkasi yarin ...

2 yorum:

Asis dedi ki...

Zaman da yolculuk..ben böyle diyorum bu yazıları keyifle okurken sanki günümüz değil de asırlar öncesi gibi geliyor resimlere bakarken.Papirus kayıklar ilginç ve de güzelmiş yapımı da kolay olması onlar için büyük kolaylıktır.Manastır duvarların da ki resimler,insanoğlu her asırda barışı iyiyi aramış,resmetmiş,asırlar sonrasına taşınmış ama hiç birşey aslında değişmemiş hala barışı resmediyoruz.Bir de orada ki insanların yaşam şartlarına bakıp burada ki şartları ve insanların doyumsuzluğunu düşünmeden edemiyor insan..sevgiler sana

figoltx dedi ki...

Asis gerçekten asirlar öncesinde yasiyor bu insanlar. Ancak ne kadar da mutlular o yokluk içinde. Almamiz gereken çok ders var onlardan. Sevgiler...